Copyright © 2024. Tüm hakları saklıdır. News Tanıtım

Haber Cini – Son dakika haberleri

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Genel
  4. »
  5. Eda Kurt ile röportaj

Eda Kurt ile röportaj

haber haber - - 5 dk okuma süresi
116 0
  1. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Cevaplaması en zor sorulardan biri bu sanırım. 1986 Tokat-Zile doğumluyum. Uzun yıllardan beri İstanbul’da yaşıyorum. Hukuk Fakültesi mezunuyum, özel hukuk alanında doktora eğitimi yapıyorum ve yaklaşık on yıldır avukatlık mesleğini ifa ediyorum. Okumayı, yazmayı, yeni şeyler öğrenmeyi ve fikir pratikleri geliştirmeyi seviyorum. Çocukluğumdan beri müzikle iç içeyim. Bağlama ve piyano çalıyorum.

 

  1. Kendinizi ne zaman yazar olarak tanımlamaya başladınız?

Bir insanın kendini bir şey olarak tanımlaması ona kendi öznelliğini kaybettiriyor. Bu yüzden profesyonel hayatım; mesleki ve akademik tecrübelerim dışında kendime herhangi bir tanım iliştirmemeyi tercih ediyorum. Yazmaya ne zaman başladığıma gelince; sanırım kendimi (duygu ve düşüncelerimi) ve hayatı tanıma çabalarımın başlamasıyla…

 

  1. Türkiye’de ve dünyada en beğendiğiniz yazar / yazarlar kimler?

Sait Faik Abasıyanık öykülerinin benim için hep ayrı bir yeri oldu. Kullandığı dil ve duyguyu iliklerinize kadar hissettirmesiyle beni en etkileyen yazarlardan olduğunu söyleyebilirim. Elbette Yaşar Kemal, Aziz Nesin, Sebahattin Ali, Ahmet Hamdi Tanpınar, Mina Urgan, Oğuz Atay, Yusuf Atılgan, Orhan Pamuk, Tezer Özlü ve sayamadığım daha pek çok sanatçı yazın dünyamızın benim için tepe noktaları.

Dünya klasiklerini saymama gerek yok elbette; Gogol’un Palto’su, Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’sı ya da Victor Hugo’nun Sefiller’i, Fareler ve İnsanlar’ı olmasaydı edebiyatın edebiyat olamayacağını düşünüyorum. Bunun dışında dünyada edebiyat denince aklıma ilk gelen Marcel Proust ve Kayıp Zamanın İzinde serisi ya da Robert Musil’in Niteliksiz Adam serisi.   Jeffrey Eugenides’in Middlesex adlı kitabı okuduğum en etkileyici yaşam öyküsü kitaplarından biriydi diyebilirim. Philiph Roth’un İnsan Lekesi kitabı da favori kitaplarım arasında. Nazi Almanyası sonrasında toplum yaşamına (özellikle suçluluk psikolojisi kapsamında) ışık tutan Bernard Shclink’in Okuyucu adlı kitabı da en etkilendiğim kitaplardan. Ayrıca E. Cioran’ın Çürümenin Kitabı ve Sartre’nin Bulantı adlı kitapları da favorilerim arasında. Bunun dışında kült eserlerden sayılabilecek Körlük ya da Yaşamak gibi kitapları ve yazarları da listeye alabilirim. Elbette siyaset kuramı, felsefe, sosyoloji, ekonomi ve büyüklerin fiziği yani evren üzerine okumalar yapmayı da seviyorum.

 

  1. İlk kitabınızı bastırmayı ne zaman düşündünüz?

Bu zamana kadar tüm yazdıklarımı toplayıp bir bütün haline getirme fikri hayatımdaki iki kırılma anına denk düşüyor; anneannemin kaybı ve yeğenimin doğumu.

 

 

 

 

  1. Ne tür okuyucu kitlesine hitap ediyorsunuz?

Cervantes ünlü eseri Donkişot’ta cesaretin ihtiyatla el ele yürüdüğünü söyler. Homeros ise ünlü destanında Jüpiter’i konuşturur ve o bir zinciri çektiğinde bütün tanrıları kendisine çekmesiyle övünür. İhtiyatla çekilen ve zihinde aniden parlayan küçük bir fikir, zincirleme etkinin gücüyle büyük değişimler yapabilir.  Bu sebeple geniş kitlelere ulaşma fırsatı bulursa yazdıklarım küçük bir grup için bile olsa sevilecek ve böylece kendisi için tamamlanacaktır.

 

  1. Kitabınızın teması nedir?

Yaşam ve insan ya da Nietzsche’nin dediği gibi; insanca pek insanca.

 

  1. İlham kaynağınız nedir?

Beslendiğim ana kaynak insan-yaşam ve elbette yaşamı anlama çabalarının en büyük yardımcısı olarak gördüğüm, yukarıda da saymaya çalıştığım ama bu haliyle çok eksik kalan kitaplar ve yazarlar; kısaca her geçen gün büyüyen ve aslında yaşayan bir canlı olarak gördüğüm kütüphanem.

 

  1. Okurlar eserinize nereden ulaşabilir?  

Ritim Sanat Yayınları internet sitesi üzerinden ulaşabilirler.

 

İlgili Yazılar