Utrecht Üniversitesi Öncülüğünde Yapılan Araştırma
Utrecht Üniversitesi önderliğinde yürütülen ve Science Advances dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, tatlı su kaynaklarında ciddi bir oksijen krizi yaşanıyor. Bilim insanları, 1900’lerden bu yana insan faaliyetlerinin göller, nehirler ve barajlardaki oksijen dengesini bozduğunu belirtiyor.
Oksijenin Önemi ve Krizin Boyutları
Oksijen sadece balıklar için değil; karbon ve azot döngüleri gibi temel süreçler için de kritik öneme sahip. Araştırmaya göre, oksijen seviyesi belirli bir eşiğin altına düştüğünde hipoksi denilen bir durum ortaya çıkıyor. Bu durum balık ölümlerine, besin zincirinin çökmesine ve su kalitesinin bozulmasına neden oluyor. Krizin artık sadece yerel değil, küresel bir tehdit haline geldiği ifade ediliyor.
İnsan Kaynaklı Etkiler ve Ana Nedenler
Araştırmacılar, tarımsal faaliyetler, aşırı gübreleme, atık suların tatlı suya karışması ve baraj inşaatları gibi insan kaynaklı etkenlerin oksijen tüketimini hızlandırdığını belirtiyor. İklim değişikliğinin de krizi ağırlaştırdığı ancak asıl sorunun doğrudan insan etkilerinden kaynaklandığı vurgulanıyor.
Acil Önlemler ve Gelecek İçin Uyarı
Araştırmacılar, tatlı su ekosistemlerinin korunması ve oksijen kaybının durdurulması için acil önlemler alınması gerektiğini belirtiyor. Aksi takdirde, tatlı su ekosistemlerindeki çöküşün tüm gezegeni olumsuz yönde etkileyebileceği uyarısında bulunuyorlar. Bu nedenle, doğaya karşı sorumluluk alınması ve çevre bilincinin artırılması gerektiği vurgulanıyor.
Sondakika: haberlermersin.com