Yeni yıla sayılı günler kala, iş dünyası da rotasını belirliyor. Dünya genelindeki işgücünün sahip olduğu becerilerin %39’unun 2030’a kadar işlevini yitirmesi öngörülürken, kurum ajandalarının ilk sırasına veri okuryazarlığı yerleşiyor. İSTANBUL — Dijital dönüşümü merkezine alan günümüz iş dünyasında, kurumların rekabet avantajını koruması artık yalnızca teknoloji yatırımlarıyla değil, veriyi doğru anlama ve yorumlama becerisiyle mümkün hale…
Yeni yıla sayılı günler kala, iş dünyası da rotasını belirliyor. Dünya genelindeki işgücünün sahip olduğu becerilerin %39’unun 2030’a kadar işlevini yitirmesi öngörülürken, kurum ajandalarının ilk sırasına veri okuryazarlığı yerleşiyor.

İSTANBUL — Dijital dönüşümü merkezine alan günümüz iş dünyasında, kurumların rekabet avantajını koruması artık yalnızca teknoloji yatırımlarıyla değil, veriyi doğru anlama ve yorumlama becerisiyle mümkün hale geliyor. Dünya genelindeki işgücünün sahip olduğu becerilerin %39’unun 2030’a kadar işlevini yitirebileceğine dikkat çeken Dünya Ekonomik Forumu da İşlerin Geleceği Raporu da büyük veri ve yapay zeka okuryazarlığının önümüzdeki dönemde ilk sırada yer alacağını ortaya koyuyor.
Veri odaklı dönüşümün artık bir seçenek değil, tüm sektörlerde stratejik bir zorunluluk olduğunu öne süren BMI Business School Program Direktörü Dr. Emirhan Altunkaya, verinin yönetici ajandasındaki yerini şu sözlerle özetliyor: “Veri, günümüz iş dünyasının en doğru ve en güvenilir ölçüm aracı haline geldi. Yapay zeka dahil hiçbir teknoloji, beslendiği veri olmadan anlam üretemez. Bu nedenle gerçek dönüşüm, kurumların veriyi doğru yönetmesi ve çalışanlarının veri okuryazarlığını geliştirmesiyle mümkün. Biz de BMI olarak kurguladığımız akademilerle liderlerin sadece teknolojiyi tüketen değil, veriyi yöneterek geleceği inşa eden vizyonerlere dönüşmesine rehberlik ediyoruz.”
“Veriye dayalı karar alma kültürünün organizasyonların tümüne yayılmasını hedefliyoruz”
Yüksek veri olgunluğuna sahip şirketlerin rakiplerine kıyasla daha hızlı büyüdüğünü, daha düşük operasyonel riskle çalıştığını ve daha sürdürülebilir stratejiler geliştirdiğini kaydeden Dr. Emirhan Altunkaya, “ABD, Avrupa ve Asya’daki büyük şirketler, bugün karar mekanizmalarını tamamen veri temelli sistemlere taşıyarak hem hatayı azaltıyor hem de daha hızlı ve tutarlı iş sonuçları elde ediyor. Türkiye’de iş dünyasının eğitim ve gelişim partneri BMI Business School olarak, bu dönüşüm sürecinde kritik bir rol üstleniyoruz” diyerek sözlerine şunları ekledi:
“Özellikle yönetici eğitimlerinde ve liderlik programlarımızla veri okuryazarlığı ve veriye dayalı karar alma başlıklarını en öncelikli yetkinlikler olarak konumlandırıyoruz. Şirketlerin ihtiyaçlarına özel Dijital Dönüşüm Akademileri kurguluyoruz. Klasik eğitim modellerinin ötesine geçen bu akademi yapılarıyla şirketlerin yalnızca teorik bilgi edinmesini değil; veriye dayalı karar alma kültürünün üst yönetimden başlayarak tüm organizasyona yayılmasını hedefliyoruz.”
“Ölçümlenebilirlik, iş dünyasının yeni standartlarını belirliyor”
Veri okuryazarlığının artık tüm çalışanların ortak sorumluluğu olduğunu belirten BMI Business School Program Direktörü Dr. Emirhan Altunkaya, değerlendirmelerini şöyle sonlandırdı:
“Yapay zekanın hızla geliştiği, veri hacminin katlanarak arttığı bir dönemde iş dünyası için en kritik başarı faktörü, veriyi stratejik bir içgörü kaynağına dönüştürebilme becerisidir. Veriye dayalı karar alma kültürünü benimseyen kurumlar hem bugünün rekabet ortamında güçlü kalıyor hem de geleceğin iş modellerine uyum sağlamakta önemli bir avantaj elde ediyor. Verinin sunduğu ölçümlenebilirlik ve şeffaflık, şirketleri daha öngörülebilir, daha dayanıklı ve yenilikçi bir yapıya taşıyarak iş dünyasının yeni standartlarını belirliyor.”
Reklam & İşbirliği: [email protected]